15 Eylül 2016 Perşembe

O da bir queer; Ashley Graham

Kadınlara dışarıdan dayatılan ölçülere ulaşmak için değil kendi bedenleriyle mutlu olmak için çaba göstermeleri gerektiğini anlatmaya çalışan Graham, bu konuda düzenlenen kampanyalarda aktif olarak görev alıyor.


Kıvrımlı hatlarıyla moda dünyasında sıfır beden modellerin hakimiyetine son veren Ashley Graham, şimdi de büyük beden kadınlar için tasarladığı koleksiyonu tanıttı.
27 yaşındaki modelir Kanadalı Addition Elle firması için tasarladığı iç ve dış giyim ürünleri New York Moda Haftası kapsamındaki bir defilede gün ışığına çıktı.
Graham defilede kendisi de görev aldı. Ünlü model, en iddialı iç çamaşırı modellerini kendisi tanıttı.
Kadınlara dışarıdan dayatılan ölçülere ulaşmak için değil kendi bedenleriyle mutlu olmak için çaba göstermeleri gerektiğini anlatmaya çalışan ve bu konuda düzenlenen kampanyalarda aktif olarak görev alan Graham'a podyumda başka büyük beden modeller de eşlik etti.
Ashley Graham, bugüne kadar sadece ince modellerle çalışan Sports Illustrated'a kapak pozu veren ilk büyük beden model olarak da tarihe geçti.
Ünlü model, kıvrımlı hatlara sahip kadınlara, bu özelliklerini gizlememeleri gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Tüm kadınların kendi bedenleriyle barışık olmaları için düzenlenen kampanyalara öncülük ediyor.
ASHLEY GRAHAM BEDENSEL KALIPLARA BÖYLE MEYDAN OKUYOR
Ashley Graham, 2010 yılından bu yana Justin Ervin ile evli.
İşleri gereği ayrı şehirlerde yaşayan çift, evliliğin bu şekilde daha iyi yürüdüğünü ileri sürüyor.
Moda dünyasında iri beden akımının öncülerinden olan Ashley Graham da "photoshop" uygarlığına kurban oldu...


Elle dergisinin Kanada baskısı için objektif karşısına geçen 29 yaşındaki Graham'ın fotoğraflarına ilk bakışta dikkat çekecek şekilde photoshop yapıldı. Böylece ünlü iri beden modelin bacak bölgesindeki kusurlar ortadan kaldırıldı.
Ashley Graham'ın dergi için poz verdiği çekimin kamera arkası görüntüleri geçtiğimiz ay basına yansımıştı.
Basen ve kalça bölgesindeki selülit birikimi nedeniyle eleştirilen Graham, Instagram sayfasında yaptığı paylaşımla bu durumu kınamıştı.
Graham bu tür eleştirilere "Bazıları bana kalçalarımın "selülit şehri" olduğunu söyledi. Ama farkına varıyorum ki bu kalçalar bir zafer ve cesaret hikayesi anlatıyor. Başkalarının kendi zevklerine göre benim bedenim hakkında ne düşündüklerini bana dikte etmelerine izin vermeyeceğim. Siz de öyle yapmalısınız" notuyla yanıt vermişti.
SportS Illustrated ve Victoria's Secret gibi ünlü firmaların kampanyalarında objektif karşısına geçen Ashley Graham; kadınları, kendi bedenleriyle mutlu olmaları konusunda bilinçlendirmeye çalışan kampanyalarda da aktif görev alıyor.

Hürriyet

29 Mayıs 2016 Pazar

Queer bize fazla mı?

LGBTİ hareketinin sistemin formülüyle başarıya ulaşacağına inanmadığımdan, heteroseksist sisteme karşı bir duruş olan queer bazlı ilk buluşmamızı gerçekleştirdik. 9-10 kişiydik. Konuştuk ama quuer'den çok LGBTİ'lerin neden böyle etkinliklere ilgi göstermediğini konuştuk. İranlı bir gay arkadaşımız, Türkiye'de eşcinsellik ve toplantılar yasak olmadığı halde bu fırsatların neden değerlendirilmediğini sordu... Aslında eşcinsel hareketinin yavaş olmasının açıklaması, queer'e gereken önemin verilmemesi... Müslüman ve heteroseksist bir toplumda yaşadığımız için, eşcinsel haklarının bu ülkeye tam anlamıyla geleceğine inanılmaması, heteroseksizmin LGBTİ bireylere etkileri (veya heteroseksist değerlerin az veya çok, öyle veya böyle etkisinde kalınması), bu yüzden eşcinsel haklarına heteroseksizm seviyesinden bakılması, hak olarak sunulanın dışına veya üstüne çıkılma cesaretinin eksikliği, LGBTİ bireylerin az buçuk kendilerini gerçekleştirebilmeleri ve bununla yetinmeleri,.. Bu yetinmenin sebebi de herkesin eşit haklara sahip olduğunun içselleştirilmemesi... İnsanın beynine çocukluktan itibaren heteroseksizm işlenirse, farklılıklar çok normalleşemiyor sanırım. En kötüsü de ne biliyor musunuz..? Gerekli noktadan mücadele edilmezse, hakların gelmeyeceğinin bilinmemesi... Peki muhafazakar sistem egemenken, durduk yerde muhafazakarlığa göre ters bir yaşam hakkı sahiplerine niye teslim edilsin? Oysa istenirse bu haklar geri kazanılabilir. Aslında queer buluşmalarının gerçekleştirilmesinin amacı da bu. Artık toplantılarda sohbetin biraz ötesine geçip bilinçlenelim ve... yeni haklar talep etmekle beraber varolan haklarımızın farkında olalım ve o haklardan faydalanalım. İranlı arkadaşımız diyor ki, "LGBTİ'lerin eylemlerine izin verilmediği zaman LGBTİ'ler neden kampanya yapmıyor, neden bir araya gelerek tepki göstermiyor?". Haklı, hem de çok haklı... Korkuyor muyuz, yoksa hepimiz aynı kafadan mıyız..? Bütün bu baskılar ve karşı koyamamalar, kültürümüzün genel bir yansıması olmasın? İranlı arkadaşlar, İran'da eşcinsellik yasak ama topumun homofobisi o kadar şiddetli değil, Türkiye'de yasal haklar daha iyi ama bu kullanılamıyor ve halkın homofobisi mevcut diyorlar... Bütün bunları düşündüğümde, "queer bize fazla mı, bizi aşar mı?" diyorum... LGBTİ camiasında bile eşcinsellik ve transseksüellik dışıdaki kimliklere, oluşlara, duruşlara pek değinilmiyor, hatta kafa karıştırıcı olarak bulunuyor. Kaos GL Queer dergisinin birinci sayısında Ayşe Uslu'nun sözü, aslında queer kavramının çoğunluk farklılıklardan önce bile tek bir farklılığın bile önemi açısından anlamlı... "Queer, birbirine benzemişler arasında biricik olanın iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Queer'e tuhaf, acayip, yamuk, anormal demek yetmez. Tuhaf olan şey normalize edilip doğallaştırılmış bir algının karşısında duran figürken, queer daha çok krize girmiş figüratif bir özneye değil, krizin kendine tekabül eden bir kavramdır." Ama ne yazık ki kalıplaşmış bir LGBTİ anlayışı, sadece heteroseksizme ait değil, LGBTİ'ler de bu şekilde düşünebiliyor. Farklı kavramlara uzak duruş belki de o yüzden. Queer, şablon LGBTİ anlayışına da karşı bir duruş ama karşı olmaktan çok LGBTİ hareketini heteroseksizmde bağımsızlığa taşıyan dönüştürücü bir kavram olarak da düşünülebilir başlangıç noktasında. İranlı arkadaşların bir diğer tespit ettiği noktaysa, yasal haklara rağmen LGBTİ'ler dışındakilerin LGBTİ'lere desteğin hiç olmaması veya çok cılız olmasıydı.

Bu arada Cuma günü yapılan Denizli LGBTİ ve Aileleri toplantısında da 5 Mayıs'ta yapacağımız Onur Yürüyüşü'nü konuştuk. Bir de bileklik yaparak bütçe oluşturulması konuşuldu. Bir de sorunu olan arkadaşların sorunlarını isimsiz bir şekilde yazarak paylaşabilecekleri...

28 Mayıs 2016 Cumartesi

LgbtiQueer Denizli'nin ilk toplantısı

LgbtiQueer Denizli'nin ilk toplantısı bu akşam (Cumartesi) saat 20:00'da Alaçatı Kafe'de. Alaçatı Kafe, Meserret Sok, Polka Kitabevi yanındadır. Toplantı herkese açıktır. Toplantıda LGBTİ hareketine queer kavramıyla yaklaşacağız.


Bir yıllık süreçte yapacağımız 26 haftalık queer programımızla hep birlikte öğrenip hayata quuer penceresinden bakabiliriz umarım... LGBTİ hareketi hangi akımlarla, hangi kesimlerle işbirliği yaparak daha etkili bir güç haline gelebilir..? Queer dans, film veya tiyatro gösterimleri ve müzik eğlenceleri gibi kültürel, değişik spor branşlarıyla sportif, bilgilenme ve bilinçlenme atölyeleriyle eğitimsel, mülteciler gibi gruplarla kaynaşarak yabancılarla sosyalleşme, queer okuma süreciyle queer kütüphane oluşturma, bu alandaki konuklarımızla okul, vesaire alanlarda bir şeyler yapmaya çalışacağız... Kısaca tamamlamaya çalışırken tamamlanacağız da... Konumuz tekerlekli sandalyeye bağımlı bir kardeşimiz de olabilecek, sakakllı bir kadın da, cinsiyetçiliği maruz kalmış bir kadın veya trans da, içinden geldiği gibi özgürce giyinmek isteyen insanlar da, farklı kültürel kimliklerinden dolayı dışlanmış herkes de, hayvan dostları vegan veya vejeteryanlar da,..

26 Mayıs 2016 Perşembe

Queer, heteroseksist sistemle uzlaşmamaktır


Queer uzlaşmazlıkktır. Çünkü uzlaşmak dayatmacılığa, tek tipliliğe, ahlakçılığa, özgürlük karşıtlığına, vesaireye teslim olmak demektir. Oysa bireysellik vardır, bireysel bir varoluş vardır doğada ve çoğunluğun gözardı ettiği bireyselliğin farklılıklarında detaylar gizlidir varoluşsal, kişilerin kendilerini yapılarına uygun şekilde gerçekleştirdiği, kişinin özü olan. Neyin uzlaşmasını yapacağız o zaman biz heteroseksist çoğunluk ve maddi manevi uzantılarıyla? Ahlaklı olmak, dindar olmak, cinsiyetçi olmak, bize dayatılan tek tip kimlik kalıplarını benimsemek bizi topluma dahil edebilecek midir, etse bile bizim istediğimiz bu mu olmalıdır; çünkü bu bizim kendimizi gerçekleştirmemizi sağlayacak ve de bizi gerçek anlamda mutlu kılabilecek midir? Heteroseksizmin kalıplarıyla varolmak demektir heteroseksizmle uzlaşmak, onun kıskacında olmak demektir. Çoğunluğa dahil, ait olmak mı olmalıdır bizim hedefimiz, yoksa kendimizi olduğumuz gibi kabul ettirmek mi olmalıdır? Uzlaşma yolu kendini feda etmek demektir. Bir kere en başta heteroseksizmle uzlaşmak demek, bizim varoluşsal çıkarlarımızı gözönünde bulundurmayacaktır ki... Bu heteroseksizmin karadeliğine adım atmaktan başka bir şey değildir... Heteroseksizmle uzlaşmaya çalışmak, elini verip kolunu kaptırmaktır.

Şimdi eşcinselliği sapıklık gözüyle gören bir din eşcinselleri ne kadar samimi bir şekilde kabul edebilir? Din kimin tekelinde şu anda? Heteroseksizm dinin hoşgörüsüne izin verir mi? Tabiki de eşcinseller de insan türünün bir parçasıdır ve inanç özgürlüğü diye bir şey vardır kişinin manevi anlamda kendini gerçekleştirebilmesi için ama heteroseksizmden bağımsız bir inanç özgürlüğü mümkün müdür? LGBTİ'ler inanç özgürlüklerini heteroseksizmin tekelindeki dinden bağımsız gerçekleştirmelidirler ama kesinlikle din aracılığıyla heteroseksizme dahil olmaya çalışmamalıdırlar. Din eşcinselliğe karşı değil demek, heteroseksizm eşcinselliğe karşı değildir demek gibi bir şeydir bu; bu da mantık dışıdır.

Ben heteroseksizmden cinsellik konusunda da hiçbir zaman anlayış beklemiyorum. Heteroseksizm kapitalist bir varoluş şeklidir ve çıkarlarını gözeteceği ve heteroseksizmin ayakta kalabilmesi için, hep bir ötekileştireceği, üzerine basıp ezeceği bir farklılık kaçınılmazdır. Şu aşamada da eşcinsellik heteroseksizmin normalize ettiği heteroseksüelliğin antisidir. Biz neyin uzlaşmasını yapacağız öyleyse..?

Ahlakçı bir özgürlük de olamaz. Heteroseksizmin ahlak anlayışı nedir...? Cinsellik ve çıplaklık gibi doğallık üzerinden insanların üzerine baskı kurmak, hükümranlık yapmaktır... Biz farklılıklar, LGBTİ'ler peki heteroseksizmin bakış açısına göre kendimiz olarak nasıl ahlaklı olabiliriz..? Mümkün müdür bu? Tepeden tırnağa bir ahlaksızlık değil mi eşcinsellik heteroseksizme göre? Transseksüelik de nereye kadar normal karşılanabilir? Transseksüellik ancak eşcinsellik çıkıntılılığına bir törpü mahiyetinde kabul edilebilir! İran'ın eşcinselliğe prim vermemek için eşcinselleri bile transseksüel yapmaya çalıştığı gibi. Biz toplumun ahlak anlayışına uymaya çalışmak yerine, ahlakı cinsellikten veya çıplaklıktan kurtamaya çalışmalıyız. Yoksa bu kavramlar üzerinden farklılıklara ahlakçılık yapılmaya devam edilecektir. Gerçek ahlak dürüstlük, iki yüzlü olmamak, kimseyi kandırmamaktır... Üzülmüyor muyuz heteroseksizmin ahlakçılığına prim vererek? O yüzden çıplaklık, cinsellik, eşcinsellik ahlaksızlık değildir hiçbir şekilde. Kendimizi ahlakçılığa uygun şekilde kodlamayalım.

O yüzden ben heteroseksizmin formüllerinin LGBTİ anlayışına uygulanmasını hiç ama hiç tasvip etmiyorum. Bu, heteroseksizmi doğrulamak, pekiştirmek ve cinsiyetçi anlayışı tekrar tekrar üretmek demektir. İstediğimiz şeyin ne olduğuna iyi bakmalıyız... Biz özgürleştirecek mi, heteroseksistleştirecek mi? Bizim istediğimiz sadece eşcinselliğin, daha geniş anlamda LGBTİ'liğin kabul edilmesi mi olmalı, yoksa heteroseksizmin baskıcılığına cinsel kimliklerden de bağımsız olarak bir özgürlük baş kaldırısı mı olmalı? Mesela bizim temel konumuz evlilik veya aile kurmak mı olmalıdır LGBTİ'ler olarak?

Halil Kandok

Queer nedir?


Queer, heterseksüel olmayan (bakınz. homoseksüel olması şart değil) ve azınlıkta kalan cinsiyet ve cinsel yönelimlerin hepsini içine alan bir şemsiye terimdir. Kuir olarak telaffuz edilir ve nadiren Türkçede bu şekilde yazılır. LGBT tanımlarını tekrar yapan; bunların cinsel olduğu kadar sosyolojik, entelektüel ve politik açılımlarıyla tarihsel, kültürel gelişimlerini de anlatan teori.

Tarihçe
Aslen "tuhaf, acayip" anlamına gelen queer sözcüğü ilk kez 20 yy. da İngilizce'de "ibne" anlamında kullanılmıştır. İlk olarak transfobikler tarafından hakaret ve aşağılama amacıyla kullanılan bu argo sözcük zamanla LGBT argosunda eşcinseller tarafından benimsenmiş ve negatif anlamından sıyrılmıştır. Günümüzde eşcinsel hakları gibi konularda yaygın olarak eşcinsel anlamında kullanılır ve herhangi bir hakaret anlamı içermez. Bir sıfat olan "queer" zamanla ad halini almıştır.

Genel bilgiler
Cinsiyetlerin ve cinsel yönelimlerin (eşcinsel, biseksüel, heteroseksüel) tanımladığı kimliklerin baskıcı olduğunu ve bunların -kimlik politikası yapanlarca- sınırlarının çizildiği kadar sabit ve net olmayabileceğini iddia eden queer teorisine işaret eder.

Queer teori ne olduğuyla değil neye karşı olduğuyla kendini ortaya koyar. “Normal”i, normalliği kuran normların kuruluş ve işleyiş yapısını sorgular. Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsel pratiklerle ilgili her tür etikete, dolayısıyla da kimlik ve cinselliğin üzerine kurulduğu “apaçık” her tür kategoriye karşı durur. Toplumsal cinsiyetin de içinde bulunduğu (kadınlık/erkeklik) ikili düşünce yapılarına, bu yapıların beraberinde getirdiği uyumluluklara (kadın, kadın gibiyse erkeğe arzu duyar) karşı, cinsiyet/toplumsal cinsiyet/cinsel yönelim kimliklerinin hiçbirinin “doğal” olmadığını, tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak kurulduğunu ve dolayısıyla da iktidar ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceğini savunur. Bu bağlamda, ana soruları cinsel kimliğin inşası, bu kimliklerin nasıl düzenlendiği ve bu kimliklerle özdeşleşmelerin bizi nasıl mümkün kıldığı ve kısıtladığı etrafında yoğunlaşır. İlk olarak akademik çevrede ortaya atılan bu teoriyi zamanla benimseyen kişiler şu an kendilerini -cinsiyetlerden ve cinsel yönelimlerden bağımsız şekilde- "queer" demektedir. Queer bireyler heteroseksizme ve heteronormativiteye karşı politik bir tutum alan bireylerdir.

Türkiye'de yeni yeni konuşulmaya başlanmasına karşın "queer" kavramı ve "queer teori" 20 yıla aşkın bir süredir Avrupa'da ve Amerika'da tartışılmaktadır. Yurtdışındaki birçok eşcinsel örgütlenmesi de kendisini "queer örgütlenme" olarak tanımlamaktadır.

Kapsayıcı Queer'lik
Queer Politikası, kendine özgü bir biçimde daha büyük bir kapsayıcılığa ulaştı. 1980'lerin sonunda ortaya çıkan ve 1990'lar boyunca gelişen bu akım, daha önceden harekete hâkim olan dar kimlik politikalarına, katı kategorilere ve birbirlerinin aynı gruplara karşı bir tepkiydi. Queer politikasıyla tüm kimlikler - lezbiyen, gey, biseksüel, transeksüel, hatta bazı heteroseksüel kimlikler - genel bir "queer"lik içinde kaynaşabiliyordu.

Queer politikası, her türlü anaakım, "normal" düşünme biçimine bir karşı çıkıştı. Ama aynı zamanda lezbiyen ve gey hareketinin yurttaşlık hakları yaklaşımına da karşıydı. Gey yurttaşlık hakları stratejistleri "Her yerdeyiz," sloganını kullanırken ve siyasette yer edinmek için her şeyden önce lezbiyen ve geylerin tehdit edici olmayan "normallik"lerini vurgulamanın önemine inanırken Queer yaklaşımı eleştirel ve muhalifti. Sloganı şuydu: "Buradayız, Queer'iz - Buna Alışın!"

"Queer açıkça farklılığını ortaya koyar" diyor Sosyolog Jashua Gamson. "Queer, yabancı statüsüne başkaldırmaz aksine bu statünün keyfini çıkarır." Queer Aktivizmi, sokak propagandası, kültürel uyumsuzluk eylemleri, (biyolojik ve toplumsal) çok-cinsiyetli "öpüşme etkinlikleri" gibi etkinlik biçimlerini alma eğilimindedir.

Queer Teorisinin başlıca aktivizm kuruluşu olan, ABD'de ortaya çıkan, Britanya ve Avustralya'ya yayılan ve "queeruption" antikapitalist etkinlikler düzenleyen çeşitli grupları oluşturan Queer Nation'dur.

Queer Teorisi akademik kurumlarda daha güçlü bir yer edinmiştir ve oldukça soyut bir dil kullanır. Bu teori, biraz postmodernizmden ve güncel feminist felsefeden ama büyük ölçüde Michel Foucault'nun tarihsel ve toplumsal kurgusalcı fikirlerinden türemiştir. Bu fikirler eşcinsel özgürleşmesinin 1960 ve 1970'lerdeki döneminde de etkili olmuşlardır.

Foucault eşcinselliği "stratejik bir marjinal konum" olarak tanımlar. Bu konumdan insanın kendisiyle ve başkalarıyla yeni ilişki kurma biçimlerini izlemesi ve tasarlaması mümkündür. Queer Politikası toplumsal cinsiyet baskısını reddeder, ama onun sağladığı marjinal, dışarıdanlık perspektifine değer verir.

Queer aktivistleriyle, Gey Yurttaşlık Hakları aktivistleri arasındaki anlaşmazlıkta kuşak farkı da etkili olabiliyor. Bazı yaşlı kişiler için "queer" kelimesi hâlâ son derece olumsuz homofobik çağrışımlar taşıyor. Kelimenin "ıslah edildiğini" kabul etmiyorlar.

Ancak Queer'liğin nihai meydan okuması, biyolojik ve toplumsal cinsiyet kimliklerinin - bu kimlikler kullanılmakta ve üstlenilmekte olsa bile - birliğini, istikrarını ve politik yararını sorgulamaktadır. Bu açıdan Queer Politikası bir transgender politikası ve teorisiyle daha kolay ilişkilendirildi ve bunun gelişimine katkıda bulundu. Transgendered ve Biseksüel kişiler için Queer'lik yararlı bir "şemsiye" terim işlevi görebilmektedir.

Wikipedia

Queer olmadan özgürlük gelmez!


LgbtiQueer Denizli olarak bu hafta Cumartesi akşamı saat 20:00'da gerçekleştireceğimiz ilk buluşmamızda, başlangıç olarak merhaba babında normatif olan her şeye karşı duruşun fitilini ateşleyeceğiz. Queer'i tanımlayacağız, anlatmaya ve anlamaya çalışacağız, bu karşı duruşun geniş kapsamlılığı üzerinde duracağız, farklılıkların queer bakış açısıyla kendilerini ve etraflarını nasıl dönüştürebileceklerini tartışacağız... Aslında 15 günde bir yapacağımız toplantılarımız ve her toplantıdaki konu başlığımız, queersiz hiçbir zaman tam anlamıyla hedefine ulaşamayacağı için hep queer kavramının ışığı altında değerlendirilecek...